Last Updated on February 17, 2023
Tomografi, MR, röntgen, mamografi gibi doktorların sıkça talep ettiği radyolojik tetkikler hastanemizde yapılmaktadır.
Bir tedavi yöntemi olmayan bilgisayarlı tomografi, tanı ve görüntüleme amaçlı kullanılır. Hekim, hastayı dinleyip fiziksel muayenesini yapar. Ardından, tanı işlemini kolaylaştırmak için bilgisayarlı tomografi isteyebilir. Kaza, düşme gibi ani travmalarda, beyinde ve vücudun diğer bölgelerinde oluşabilecek hasarları görüntülemek için BT kullanılır. Bilgisayarlı tomografi genellikle;
gibi durumlarda kullanılır.
Manyetik Rezonans tekniği, oluşturulan güçlü manyetik alan içine radyo dalgaları kullanarak bazı anatomik yapıları başka yapılardan düzgün olarak ayırt etmek, sağlıklı ve sağlıksız olan iki doku arasındaki farklılığı bulmak ve en net şekilde tanımlamak için kullanılır.
Emar olarak da bilinen MR tekniği günümüzde en zararsız yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, detaylı görüntüleme açısından da en etkili yöntemdir.
İnsan vücudunda yer alan kemiklerin tamamının en ince dokularına kadar incelenmesi imkanı sunan bu teknik, genellikle derinlemesine ve ciddi bir şekilde araştırma gerektiren durumlarda tercih edilir.
MR çekilir.
Emar çekimi öncesinde bir uzman tarafından muayene edilmeniz gerekir. Özkaya Tıp Merkezi’nde, alanında uzman ve güvenilir hekimlerden biri tarafından muayene edildikten sonra çekim için bazı detaylara dikkat etmenizde fayda vardır.
Öncelikle Emar çekimi öncesinde hastadan bir adet onay formu doldurmaları istenir.
Bazen, hekimler kişilerin durumuna bağlı olarak birtakım öneri ve ekstra isteklerde bulunabilirler. Eğer böyle bir durum söz konusu değilse, çekime girerken kredi kartı, yüzük, küpe ya da kolye gibi tüm takıları, gözlük, toka ve kemerinizi çıkarmanız gerekir.
Doktorunuzdan herhangi bir talep olmadığı sürece mevcut ilaçlarınızı kullanmanızda bir mahsur yoktur.
Çekilebilecek Emar çeşidine göre, bazı durumlarda ortalama 6 ile 8 saat arası bir zaman diliminde aç kalmanız istenebilir. Bu durum, tamamen Emar sonucunun daha net çekilmesiyle alakalıdır.
Emar çekim süresi, yine türüne ve çekilecek bölgeye göre değişiklik gösterir. Genel süre dilimine bakıldığı zaman ortalama 3 ile 45 dakika arasında çekim yapılmaktadır.
Tam vücut Emar çekimleri, genel olarak 20 ile 45 dakika arasında sürer. Bu zaman dilimi içerisinde hastanın hareket etmeden durması gerekir. Aksi halde, çıkacak sonuçta bazı yanılgılar ortaya çıkabilir.
Emara girmeden önce hastaların vücuduna bazı ilaçlar enjekte edilir. Bu ilaçlar sayesinde, çıkacak MR sonucunun en doğru sonucu vermesi beklenir.
Bazı hastalar, çok uzun süre kapalı alanda kalma korkusu yaşayabilir. Bu tip durumlarda Emarın türüne göre açık yapılma olasılığı vardır. Kapalı Emarda her türlü görüntüleme, en ince detaylarına kadar yapılabilir.
Emar öncesinde kendi psikolojinizi rahatlatmak ve gergin ruh halinden çıkmak, işlemin daha rahat geçmesini sağlar.
Röntgen, radyolojik tanılama yöntemlerinin en eskisidir. X ışını ile vücudun iç kısmının görüntülenmesine olanak tanır. Röntgen sonucu, siyah ve beyaz tonlarda gösterilir. Bunun sebebi ise, dokuların her birinin farklı oranlarda radyasyon almasıdır. X ışının büyük çoğunluğunu kemikte bulunan kalsiyum tarafından alınır. Bu sebeple de, kemikler diğer görüntülere nazaran daha beyaz görünür. Yağ gibi diğer yumuşak dokular ise X ışınını daha az miktarda aldığı için gri renkte görünürler. Aralarında en az ışını hava emer, bu sebeple, ciğerler siyah renk görünür.
Röntgenin en sık istendiği durum kemik kırıklarıdır. Ancak, zatürre teşhisi ya da meme kanseri taramasında da röntgenden kullanılır. X ışınları, tıbbi prosedürler esnasında doktoru veya cerrahı yönlendirmek amacıyla da kullanılabilir.
Ultrason ve yüksek frekanslı ses dalgaları ile vücudun görüntülenmesi işlemine ultrasonografi denir. Birçok görüntüleme yönteminden farklı olarak, radyasyon da denilen X ışını kullanılmaz. Bu da, işlemin tamamiyle zararsız olması anlamına gelmektedir. Gebelik takibi, bebek ve çocuk hastalıkları alanında güvenli bir şekilde kullanılır.
Ultrasonografi sırasında alınan görüntülerin niteliği, işlemin yapılacağı bölgeye göre farklılıklar gösterir. İşlemden elde edilen sonuçların değerlendirilmesi ve raporlanması, diğer yöntemlerin aksine, ileri düzey eğitim almış radyoloji uzmanları taraflarından yapılmaktadır.
Ultrason işlemi, özel bir cihazın, görüntüsü alınmak istenen bölgeye direkt temas ettirilerek uygulanmaktadır. Cihaz 2 parçadan oluşmaktadır, Bunların biri cilde temas ettirilecek olan prob, diğeri ses dalgalarını görüntüye dönüştürüp ekrana yansıtmayı sağlayan merkezi işleme ünitesidir. Prob temas ettirilerek görüntü alınmak istenilen bölgeye, ses dalgalarının tam anlamıyla iletilebilmesi için özel bir jel sürülür. Elde edilen görüntüler, gerçek zamanlıdır. Monitöre yansıyan görüntüler ise radyolog tarafından kontrol edebilir.
Ultrasonik ses dalgaları; incelenen organın veya lezyonun boyutuna, ısısına ve bunlara benzer daha birçok nedene bağlı olarak saçılma, dağılma ve yansıma gibi eğilimlere girebilir. Bu yüzden alınan görüntüler, bu durumlar göz önünde alınarak değerlendirilir. Genellikle büyük ve düz şekilli bölgelere sahip olan organ ve kitleler, ultrasonda net şekilde görüntülenebilen ve değerlendirilebilen olgulardır. Elde edilen görüntülerin incelenip, üzerine yapılan tıbbi yorumların geçerliliği ise, radyoloji doktorunun uzmanlığı, tecrübesi ve başarısı ile doğrudan ilişkilidir.
Ultrasonun çekiminden önce, radyoloji uzmanı tarafından görüntülenecek olan bölgenin tüm yüzeyi şeffaf ultrason jeliyle kaplanır. Jel, sağlık açısından olumsuz bir etki oluşturmaz, sadece bölgenin kayganlaşması ve ses dalgalarının daha kolay iletilmesini sağlayacak bir maddedir. Su bazlı olması, işlem sonrasında su ile kolaylıkla temizlenmesine olanak sağlar.
Gerekli bilgiler hastaya verilip işlem öncesi diğer hazırlıklar yapıldıktan sonra, ultrason cihazının prob kısmı görüntülenmek istenilen bölgede yavaşça gezdirilir ve görüntüler monitörden takip edilir. İşlem sırasında, daha net görüntü alabilmek için radyolog, probu bu bölgeye biraz bastırarak inceleyebilir. Herhangi bir zararı olmayan, çok kullanılan bir işlemdir. İşlem bittikten sonra alınan görüntülerden istenilenler çıktılar elde edilir ve işleme yönelik rapor düzenlenir. Rapor, ultrasonu isteyen tıbbi birime gönderilir.
Vücut içinde, gözle görülmesi zor olan ve endoskopi yöntemiyle bile ulaşılamayan kısımların görüntülenip, bu bölgelerdeki hastalıkların tanısının konması, vücutta yer alan organlar, meme ve gebelik takibi başta olmak üzere birçok alanda imkan sunar.
Gebelikte belirli bir süre geçtikten sonra kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, bebek hakkında daha fazla bilgi almak isteyen anne adaylarına 4 boyutlu ayrıntılı ultrasonografi çekimi yapabilir. Ayrıca, doğumun yaklaştığı dönemlerde, bebeklerin sağlık durumu ve cinsiyeti hakkında doğru veri edinmek için de USG tercih edilebilir.
Belirli haftalarda çekilmesi uygun görülen bu ultrason, bebeklerin detaylı şekilde incelenmesine olanak sağlar. Aynı zamanda, organların durumu ve sakatlık olasılığını da incelemek amacıyla kullanılabilir. Günümüzde pek çok annenin tercihi arasında yer alır.
Dünya genelinde kadınların hayatını kaybetmelerine en sık neden olan hastalıklar arasında meme kanseri ikinci sırada yer alır. Meme kanserini erken teşhis etmek hayat kurtarmada büyük oranda etkilidir.
Meme kanseri için net tanı koyabilmek için Mamografi çekimi tercih edilmektedir. Son dönemlerde hızla yayılma gösteren dijital mamografi ise, özel olarak üretilen röntgen cihazlarıyla çekilir. Önceki zamanlarda analog cihazlar kullanılarak yapılan bu işlem, teknolojinin gelişmesiyle beraber dijital cihazlarla yapılmaya başlanmıştır.
Meme kanseri riskine karşı, 40 yaş ve üzeri tüm kadınların tarama amacıyla yaptırması gereken bir yöntemidir. Dünya çapında, her 8 kadından birine meme kanseri tanısı konulduğu ve meme kanseri kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olduğu göz önüne alındığında Mamografi, kişinin sağlığı için rutin taramaları arasında muhakkak olmalıdır.
40 yaş üzerindeki bütün kadınların, yılda en az bir kez meme kanseri taraması için Mamografi çektirmesi önerilir. Mamografi, meme dokusundaki hücrelerde olası değişmelerin erken tanısı için kullanılan radyolojik bir tanı yöntemidir. Bunun yanı sıra, memede kitle bulunduğunda, kitle boyutunun ve türünün incelenmesinde de kullanılır.
Mamografi, göğüsler cihazda yer alan iki plakanın arasına sıkıştırılarak yapılır. Sıkıştırma işleminin süresi çok uzun değildir. Ancak, en doğru sonucu alabilmek ve hastanın canının fazla yanmaması için memelerin hassasiyet oranlarının en az olduğu dönemde dijital mamografinin çekilmesi hasta için tavsiye edilir.
Adetin bittiği zaman, mamografi çekimi için en uygun zaman olarak kabul edilir. Bu dönemde hem memelerde hassaslık olmaz, hem de şişkinlik oranı normal düzeyde olur.
Rahatsızlık hissinin giderilebilmesi adına bu hazırlıklar yapılabilir:
Klasik Mamografi yönteminde olduğu gibi Dijital Mamografi de meme kanserinin taraması ve tanısında kullanılan radyolojik bir görüntüleme tekniğidir. Dijital Mamografi, X ışını işleyen bir sistem olup, alınan görüntüler de tıpkı dijital kameralardaki gibi dijital sinyallere dönüştürülen görüntülerin bilgisayar ekranına gönderilmesiyle yapılır.
Dijital Mamografiden alınan görüntüler istenildiği zaman film olarak basılabilir ya da dijital medya ortamına konularak hastaya verilebilir. Dijital Mamografi sayesinde hekim, bilgisayara aktarılan görüntüler üzerinde parlaklık farklılıkları oluşturularak, görüntüyü olabilecek en uygun düzeye getirir. Bunun yanı sıra, görüntü üzerinde herhangi bir kayıp yaşamadan büyütme işlemi de yapılabilir. Bu sayede, şüphe edilen Mamografi görüntülerinin tekrar çekilmesine gerek kalmaz. Elde edilen görüntüler kayıp yaşanmadan istenildiği gibi dijital ortamda saklanabilir, eski ve yeni filmler hekim tarafından karşılaştırılarak değerlendirilebilir. Gelecekte, meme kanseri riskinden korunmak için düzenli olarak Mamografi çektirmeyi ihmal etmeyiniz.
Kemik dansitometri, tarama ve kemiğin mineral yoğunluğunu ölçme adına kemik yoğunluğunun kaybını değerlendirme için yapılan bir testtir. Bu test, kemiklerdeki kalsiyum kaybı sonucunda oluşan kemik osteoporoz durumunun tanısında kullanılır . Kemik yoğunluğu taraması işleminde çok düşük miktarda radyasyon yayılmaktadır.
Kemik dansitometri, kemiğin mineral yoğunluğunu ölçmekte,
40 yaş üstündeki kadınlarda kemik kütlesinde kayıplar yaşanmaktadır, menopoz ise bu süreci hızlandırmaktadır. Kadınlarda, menopozun ilk on yılında kemik kütlesinin ortalama olarak % 15; erkeklerin ise bütün yaşamı boyunca % 20 – 30 civarındadır. Kemik kütlesindeki kayıp oranları büyüdükçe, kırılma riski de artış göstermektedir. Kemik yoğunluğu ölçümü sayesinde, kırık riskleri anlaşılabilmekte ve tedavi süreçlerinin takibi kolaylaşmaktadır.
Kemik Dansitometrisi, genellikle osteoporoz tanısında çok kullanılmaktadır. Tabii ki, bu hastalık erkeklerde de olabilir. Sonuçlara göre, kemik yoğunluğu düşük ise, doktor ile birlikte kırıkların oluşmaması için ne şekilde uygulamalar yapılacağı ve nasıl bir tedavi yöntemi izleneceği tartışılır.
Yüksek frekanslı ses dalgalarının damarlar içinde mevcut olan kan hücrelerine çarpıp geri yansıyarak oluşturduğu görüntüye Renkli Doppler Ultrasonografi denir. Radyasyon içermeyen bu yöntem, hamilelik dışında başka hastalıkları takip etmek için de tercih edilir. Anne karnındaki bebeğin kordonunda yer alan umblikal damarların incelenilmesi için de yapılmaktadır. Bununla beraber, kalp, rahim ve beyin damarları da bu yöntemle ile incelenebilir. Bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur ve gebeliğin her döneminde istenilen bir ultrason şekli değildir. Damarların gereken konuma ulaşmadığı gebeliğin ilk dönemlerinde kullanılmaz.
İşlem öncesinde hazırlık için ayrı bir süreç bulunmamaktadır. Doktor, muayene masasına uzanan hastanın çekiminin yapılacağı bölgeye jel sürer ve prob yardımı ile işlem başlatılır. Renkler, damardaki kan hızını ve kanın akış yönünü gösterir.
Gebelik sürecinde bu yöntemin kullanılmasının temel nedeni, fetüs gelişiminin ve olası bir anormalliğin en erken süreçte tespitini yapabilmektir.
Diş kontrolü denilince, çoğu insanın aklına ilk olarak röntgen çektirmek gelir. Çekim aşaması şu şekilde ilerler; diş hekimi hastanın ısırması için bir plastik verir, ardından cihaz, hastanın ağzının bir dizi radyografi görüntüsünü çeker ve her fotoğraf tek seferde birkaç dişi gösterir.
Panoramik röntgen, bütün ağzın tek bir görüntüsünü vermektedir. Görüntüde üst ve alt çeneler, eklemler, bütün dişler ve hatta burun ile sinüs boşlukları bile görülür. Panoramik Röntgen bir bakıma ağzın düzleştirilmiş görüntüsünü elde eder. Bu sayede, diş hekimlerinin bütün çene yapısını tek kerede analiz edebilmelerine olanak tanınır.
Günümüzde diş hekimlerinin panoramik diş röntgenini bu kadar çok tercih etmesinin nedeni, standart bir röntgenden farklı olarak tüm ağızı tek bir görüntüye sığdırabilmesidir. Bu sayede, kemiğin yapısındaki problemlerden tutun da, diş eti enfeksiyonlarına kadar birçok sıkıntılı durumun tespiti kolayca yapılabilmektedir.
Panoramik diş röntgeni teknolojisi, X-Işınlarını tüm ağızdan geçirerek dıştaki filme veya dijital sensöre ulaşmasına yardımcı olur. Gelişmiş cihazlarla çekim süresi ortalama 5-10 saniye kadardır. Bu sırada, röntgen cihazı hastanın başının etrafında 180 derece dönmektedir. İşlem sırasında, dilin üst damağa yapıştırılması gerekmektedir ve işlem süresince başın hareket etmemesi büyük önem taşımaktadır.
HSG, Histerosalpingografi anlamına gelir. Rahim boşluğunu görmek maksadıyla tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntemle, rahimdeki tüplerde tıkanıklık, darlık ve genişleme gibi sorunların tespiti yapılır. Rahim filmindeki amaç, rahim şekli, rahim boşluğundaki kalıtsal kaynaklı sorunlar veya myom-polip gibi ileride gelişebilecek ve kısırlığa sebep olabilecek bazı sorunların tespitinin yapılmasıdır.
Özellikle, düşük ve kürtaj sonrası çok sık görülen yapışıklıkların saptanmasında sıklıkla kullanılır. Günümüz tıbbının geliştirdiği son teknolojik bu cihazlar ile çekilen film, tamamiyle ağrısız ve acısız olarak tamamlanmaktadır. Bu yöntem, tüp bebek yapımı ve aşılama tedavisine başlanmadan önce de kullanılır. Rahim içerisinde bulunan tüplere ve rahim boşluğuna kontrast madde verilerek radyografik şekillerle incelenir.
Rahim bölgesindeki rahatsızlıkların tespiti için istenir. Rahim tüpleri kapalı olan bir kadının, gebe kalma ihtimali düşüktür. Bu sebeple, hamilelik için olumsuzluk yaratacak durumu önceden tespit etmek amacıyla rahim filmi çekilir. Bunun sonucunda, doktor hangi tedavi yöntemini uygulayacağını belirleyecek ve tüpleri kapalı hastanın gebe kalma ihtimali tedavi ile artırılacaktır.
Cihazdaki sıvı, rahmin ağız bölgesinden içeriye doğru verilerek; rahim içini ve tüpleri net şekilde görünecek düzeye getirilir. Bu sıvı, çoğunlukla içerisinde iyot tuzu olan sudur. İyot, X ışınlarını tutmakta görevlidir. Kokusuz, renksiz ve yakıcı olmayan bir sıvıdır. Doku ve organlara herhangi bir zararı yoktur. Kontrast madde; rahim ağzından içeriye basınç ile verildiği için, bazen tüplerdeki mukus benzeri yapıları temizleyerek tedavi edici özelliğe de sahip olabilir. Uygulama süresi en fazla 15 dakikadır. Rahim filmi sonrasında hastalar, günlük yaşantısına rahatlıkla dönebilirler. İşlem sonrasında görülen hafif düzeylerde görülen sızıntı ve kanama, normal kabul edilir.