Nöroloji Tanı Ünitesi

Last Updated on February 17, 2023

Vücudumuzdaki sinir ve kasların elektriksel yöntemle izlenmesi yöntemi olan EMG ve beynin elektriksel aktivitesinin yazdırılması EEG, tanı ünitemizde yapılmaktadır

EMG

Beynimizdeki biyoelektriksel süreçlerle, çevrenin farkında olur ve çevremize uyum sağlamak için tepkiler oluştururuz.

Çevremizdeki ışık, ses, ısı, yanma, ağrı, basınç, batma, temas gibi fiziksel faktörler; koku ve tat gibi kimyasal faktörler ve pozisyon, açlık, yerçekimi, gerilme gibi organizmanın durumunu belirten faktörler; beyindeki özel reseptörlerle elektriksel sinyallere dönüşerek ilgili duyu sinir sistemine gönderilir.

Bu sinirler, aldıkları elektrik sinyallerini omurilik aracılığıyla merkezi sinir sistemimize aktarır, bu sinyaller değerlendirilir, kıyaslanır ve duyum olarak algı merkezine iletilir.

Oluşan bu duyumlar, kişilerin çevrelerine karşı tutumunu belirler; uyum için tepkiler oluşturur; organizmanın korunması ve yaşamını sürdürebilmesi için refleksler oluşturur. Bu tepkiler içinde en bilineni hareket etmektir.

Hareket etmek için, sinir tellerinden geçen elektriksel sinyallerin gerekli hız ve kalitede aktarılabiliyor olmalıdır. Aynı şekilde, sinirlerden kaslara aktarılan sinyal akışının da belirli bir kalitede olması gerekmektedir.

Duyu ve motor iletim yollarımız arasındaki elektrik iletiminin, bu yollardaki reflekslerin, motor sinirlerden kaslara aktarılan sinyallerin hızı ve kalitesi, elektriksel durumların değerlendirilmesi, normal dışı iletimlerin saptanması için elektronörofizyoloji adı verilen bir nöroloji laboratuvar incelemesi yapılır. Sıkça kullanılan EMG ünitesi de, bu laboratuvar incelemelerinden biridir.

EMG ile Neler İncelenir?
  • Duyu sinirlerinin ve motor sinirlerinin sinir iletim hızının ölçülmesi,
  • Kas aksiyon potansiyelleri amplitüdlerinin ölçülmesi,
  • Duyu potansiyelleri ve genel polinöropatilerin incelenmesi,
  • Motor geç yanıtlarının ve refleks arkının ölçümü, zaman değerlendirmeleri,
  • Kaslara ait istirahat aktivitelerinin, maksimal kasılma örneklerinin ve motor ünite potansiyellerinin iğne elektromiyografisi yöntemi ile değerlendirilmesi,
  • Sinirlerin elektriksel aşırımının değerlendirilerek kas sinir kavşağı hastalıklarının belirlenmesi.

Nöroloji uzmanı bu değerlendirmeleri kullanarak tedavi seçenekleri oluşturur, bu hastalıkların derecelerini ve yerleşimlerini saptar.

Hangi Durumlarda EMG Tetkikleri Yapılır?
  • Ellerde veya ayaklarda oluşan uyuşma, yanma ve ağrılarda,
  • Boyun ve bel fıtıklarında,
  • Şeker hastalarında görülen uyuşmalarda,
  • Kasların aşırı kasılması durumlarında,
  • Diyaliz hastalarında görülen uyuşmalarda,
  • Kas ağrılarında,
  • Kas erimesi veya seğirmesi durumlarında,
  • Kuvvetsizlik atakları görülmesi halinde,
  • Yüz felcinde,
  • Kazalara, silah yaralanmalarına, delici ve kesici alet ile yaralanmalarına bağlı duyu ve hareket kusurlarında,
  • Enjeksiyona bağlı duyu ve hareket kusurlarında,
  • İlaçlara bağlı veya zehirlenmeden kaynaklı duyu ve hareket kusurlarında,
  • Belirli kas gruplarında yaşanan kuvvetsizlik durumlarında EMG tetkikleri yapılır.
EEG (Elektroensefalografi)

Uyku ve uyanıklık gibi günlük yaşamın doğal evrelerinde bile beynimiz devamlı elektriksel faaliyetler içindedir.

EEG, beynin elektriksel aktivitelerinin kayıt altına alınması işlemidir. Uluslararası kabul edilmiş haritalandırma işlemi kullanılarak belirli standartlarda, kağıt üzerine yazdırılarak veya dijital ortamda yapılır.

EEG’nin doğru değerlendirilebilmesi için kayıt sırasında belirli kurallar takip edilmelidir. Kafa derisi üzerine ve kişinin kulak memelerine elektrotlar yerleştirilerek elde edilen sinyaller amplifiye edilerek kayıtlama işlemi yapılır.

Kayıtlama işlemi sırasında sırasıyla yapılması gereken uygulamalar şöyledir:

Bir monopolar elektrot kulak memesine, diğer monopolar elektrot kafa derisine takılır,
Bipolar iki elektrot kafa derisine bağlanır,
Göz açma ve provakasyon uygulamaları yapılır.

Provokasyon uygulamaları sırasında rutin olarak değişik frekanslarda intermittent fotik stimülasyon ve hiperventilasyon uygulanır.

Tüm uyku evreleri kayıtlanarak, uyku hastalıkları ve parasomniler uykuda epilepsi incelemesi de yapılabilir. Bu incelemeler için, spontan ve provoke uyku EEGsi, göz hareketleri, EKG ve EMG ve solunum kayıtları eş zamanlı tutulmaktadır.

İnteriktal devrelerde patolojik bulgulara rastlanamaması durumunda, günlük yaşam içinde kayıtlama için uzun süreli EEG monitorizasyonu, telemetrik EEG monitorizasyonu ve video kaydı uygulamaları da kullanılmaktadır.

EEG Çekilirken Nelere Dikkat Edilir?

EEG çekilirken hastanın cinsiyeti, yaşı, klinik bilgileri, düzenli kullandığı ilaçlar ve bu ilaçların dozları, hastalığının ön tanısı dikkate alınır. Bunlara ek olarak, hastanın çekim süresindeki muhtemel durumu (uykulu olması, komada olması, anksiyete durumu, diazem, çevre ile ilişkisi, kooperasyon durumu) göz önüne alınır. Ayrıca, çekim sırasında hastada gözlemlenen yutkunma, yalanma, nöbet gibi durumlar da doğru bir değerlendirme için gereklidir.

EEG değerlendirmesi yapılırken, hastanın yaşı, kullandığı ilaçlar, tecrübe ettiği hastalıklara bakılır. Daha önceki kayıtlarıyla ilgili belirgin farklılıkların olup olmadığı incelenir. Göz açma uygulamasının zemin aktivitesinde oluşturduğu etki, iki beyin yarım küresi arasında asimetri, multifokal ve fokal anomali, paroksismal anomali, intermittent fotik stimülasyon ve hiperventilasyon uygulamasının EEG üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulmaktadır.

Bebeklerin ve koopere olamayan çocukların uyku EEGsi çekilerek, bunların değerlendirilmesi patolojik raporların yanlış değerlendirilmesini en aza indirecektir.

EEG Ne İçin Çekilir?

EEG, yaygın olarak epilepsi incelemeleri için kullanılmaktadır. Ancak, epilepsi nöbetleri her zaman klinik olarak yakalanamadığından ve EEG çekim süreleri kısıtlı süreler olduğundan, hasta epileptik olsa bile nöbetler arası evrelerde anormal bulgulara rastlanılamayabilir.

Epileptik vakalarda, klinik ve EEG bulguları uyuşması halinde anlam kazanır. EEG, epilepsi tanısı konmuş hastaların takibinde gerekmektedir. Ayrıca, EEG’de nöbet tespiti, olgunun kriterlendirilmesi ve tedavi belirlenmesinde faydalı olacaktır.

EEG, enfeksiyon, dejeneratif, toksik ve hipoksik ensefalopatilerde beynin elektriksel farklarının tanısında ve prognoz tayininde yol göstermektedir.

Bazı davranış bozukluğu olan hastalarda, senkop ve enürezis gibi durumlarda, tedaviye dirençli ve açıklanamayan klinik durumlarda, uyku bozukluklarının araştırılmasında da EEG’ye başvurulmaktadır.

Open Chat
1
Hello, how can we help you?
Hello, how can we help you?